Post by Kurdistan on Mar 27, 2016 1:53:59 GMT
KÜRT MİMARİSİ & MEDENİYETİ
Kürtlerin eseri, mimarisi ve medeniyeti yok diyenlere gelsin. Bu sunulan eserler Kürt mimarisinin sadece ufak bir kısmını oluşturmaktadır.
KÜRTLERİN, YÜZLERCE VE BİNLERCE YIL EVVEL EV, SARAY, KULLİYE, HİSAR, SUR, KALE, CAMİ, MESCİT, MEDRESE, MEKTEP, TÜRBE, HAMAM, KÖPRÜ, KÜTÜPHANE, HARP VE KUŞATMA MAKİNALARI İNŞA ETTİĞİNİ BURADA OKUYACAKSINIZ.
KSENEFON & KÜRT EVLERİ - SİİRT-BİTLİS-VAN
Atinalı ünlü filozof ve tarihçi Ksenefon (M.Ö.430-355) Anabasis (sefer) adlı eserinde M.Ö. 401 yılında Van, Siirt ve Bitlis cıvarlarındaki Kürt köyleri hakkında şunları anlatmış:
*Kürd köylerinde, Kürd evlerinin çok güzel olduğunu, bol yiyecek bulunduğunu ve bu evlerde bolca şarap bulduklarını, şarap saklama sarnıçlarının sıvalanmış iyi sarnıçlar olduğunu yazmış. Yani, Kürdlerin çok modern ve gelişmiş bir toplum olduğunu anlatmış.
MED KALESİ PHRAASPA - URMİYE GÖLÜNÜN DOĞUSU
Büyük İskender M.Ö. 330 yılında Med ülkesi Medyayı işgal ettikten sonra M.Ö. 328 yılında Medya Vali olarak generali Atropates'i atadı. Daha sonra Med imparatorluğu ikiye bölündü ve güney Medya büyük İskenderin bodyguardlığını yapan Makedon Peithon'lara bırakıldı. Kuzey Medya önemsiz olduğundan General Atropates'e bırakıldı ve zamanla bağımsız Atropates Krallığına dönüştü. Medya Atropates ismi zamanla Atropatene daha sonralarıda Azerbaycan oldu.
Atropatene'nin Başkenti bugünkü Ganzak (Gazaca) idi.
Azerbaycanda (Atropatene) 2005 yılı, Nisan ayında, Phraaspa adında Med Kralının kalesi keşfedildi. Phraaspa Kürt dilinde “Çok atlı olan” demektir. Yani çok atı olan Med kralı kastediliyor. Bir ek de şu; o dönemlerde Medler geçimini atlar sayesinde sağlıyordu. Kalenin bulunduğu aynı yerde yoğun bir Kürt nüfusu hala mevcuttur.
STRABO & HİSAR-KALE-SAVAŞ MAKİNALARİ - DİCLE NEHRİ ETRAFI
Ünlü Grek tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabo M.S. 1. yüzyılda "Coğrafya" (Geographika) adlı eserinde Kürtlerin mükemmel mimar olduklarını resmen Kürt (Gord) kelimesini kullanarak yazmıştır.
Geography Of Strabo, 14. Kitap, Madde 24
Madde 24: Dicle nehrinin bulunduğun yerlerin Kürtlere ait olduğunu söylüyor. Gordyaei (Kürdistan) bölgesine de değinen Strabo, bu bölgenin antiklerin “Kardukhi” dedikleri aynı yöre olduğunu söylüyor. Gordyaei’ye dahil yerleşmeleri Sareisa, Satalca ve Pinaca şeklinde sayıyor. Strabo, bu üç şehirde de Kürtlerin çok kuvvetli hisarları ve kaleleri olduğunu anlatıyor.
Kürtlerin mükemmel müteahhit ve kuşatma makinası üretilmesinde usta olduklarından dolayı nam saldığını ve bu sebeple Artaxiad hanedanlığının en ünlü kralı olan II. Tigranes tarafından hizmete alındıklarını, Gordyaea ülkesinin en büyük ve en iyi parçasının Roma generali Pompey tarafından Tigranes’e verildiğine işaret etmektedir.
24. Maddenin İngilizce metni: Near the Tigris lie the places belonging to the Gordyaeans, whom the ancients called Carduchians; and their cities are named Sareisa and Satalca and Pinaca, a very powerful fortress, with three citadels, each enclosed by a separate fortification of its own, so that they constitute, as it were, a triple city. But still it not only was held in subjection by the king of the Armenians, but the Romans took it by force, although the Gordyaeans had an exceptional repute as master-builders and as experts in the construction of siege engines; and it was for this reason that Tigranes used them in such work.
Bugün tarihi Kürdistanda bulunan yapıtların önemli bir kısmıda Kürtler tarafından inşa edilmiştir.
Gord = Kard = Kürd isimleri aynıdır.
Finik Kalesi, Şırnak, Güçlükonak ilçesine bağlı Dicle Nehri kenarında Düzova ve İdil Hendek köyleri karşısında bulunur.
FİNİK (PİNACA) KALESİ & SURLARI
Moğol imparatoru Timur'un (1336-1405) ordusu surların (kayaların) yıkılmadığını görünce saldırıyı durdurmuş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır.
KÜRT KRAL ZARBİENUS VE SARAYI - SİİRT CIVARI
Yunanlı tarihçi Plutarch (Mestrius Plutarchus) M.S. 1. yüzyılda yaşamıştır. Plutarch, ünlü çalışması “Parelel Yaşamlar” (Bioi paralleloi) adlı eserindeki Roma generalinin hayatını anlatan "Lucullus" adlı kitabında Kürt Kralı Zarbienus'un Sarayı olduğunu yazmış.
Plutarch/Hayatlar/Lucullus, Bölüm 36
Yunanlı tarihçi Plutarch M.S. 1. yüzyılda, Kürdistan kralı Zarbienus’un Ermenistan kralı Tigranes’in baskısına karşı ittifak için Roma konsolosu Appius Claudius yoluyla Roma generali Lucullusla gizlice irtibata geçtiğini aktarmış. Fakat bu durumdan haberdar olan Tigranes, Kürt Kral Zarbienusu, karısını ve çocuklarını Romalılar Ermenistana girmeden önce suikast düzenleterek öldürtmüş.
Plutarch, Kürt Kral Zarbienus’un sarayında çok fazla altın, gümüş ve üç milyon ölçek hububattan oluşan büyük hazine bulunduğunu yazmış.
Plutarch burada resmen Kürt Kralı Zarbienus’un SARAYI olduğunu yazıyor. M.Ö. 1. yılda Kürt Kral Zarbienus için SARAY inşa edilmiş.
BÜYÜK DİYARBAKIR SURLARI
Diyarbakır (Amid, Amed) surları ilk defa M.Ö. 3000-4000 yıllarında Kürtlerin bir kısmının ataları olan Hurriler tarafından bugünkü iç kale’nin olduğu yerde yapılmıştır. Bu surlardan günümüze dek yok denilecek kadar az kalıntı gelebilmiştir. Kürt aşiret isimlerinin üçte ikisi Hurricedir.
Bugünkü surlar M.S. 346 yılında Roma İmparatoru II. Konstantinius tarafından yaptırılmıştır.
Mervani Kürt hanedanlığının Diyarbakır'da 1000 yıllarında inşa ettirdiği yeni surlar da mevcuttur.
Kürt impatatorluğu olan Eyyübiler döneminde Diyarbakır surları büyük bir onarım görmüştür. Bugün “Hindibaba Kapısı” ile “Dağ Kapı” arasında kalan burç ve bedenlerde Eyyübi’lere ait kitabelere rastlanmaktadır.
Diyarbakır surları, dünyadaki en uzun surlardan Çin Seddi, Antakya ve İstanbul surlarından sonra gelmektedir.
Sur'u dış dünyaya 4 kapı bağlıyor: Harput Kapı(Dağ Kapı), Mardin Kapı(Tell Kapısı),Dicle Kapı(Yeni Kapı), ve Urfa Kapısı(Rum Kapısı).
DİYARBAKIR KALE BURÇLARI
Yedi Kardeş, Evli Beden, Nur, Keçi, Kral Kızı ve Akrep burçları en ünlü kale burçlarıdır. Bu burçların üzerinde çeşitli kabartmalar, hayvan figürleri ve kitabeler başta olmak üzere çeşitli bezemeler bulunmaktadır. Roma ve Bizans dönemine ait yazıt ve figürler daha çok Dağ Kapı’da, Abbasi dönemine ait yazıtlar Dağ Kapı ile Mardin Kapı’da bulunmaktadır.
Diyarbakırda Kürt hanedanlığı Mervaniler döneminde büyük bir onarım geçirmiştir. Surların pek çok yerinde de Mervaniler’in kitabelerine rastlanmaktadır. Bugün sanat galerisi olarak kullanılan Mervaniler’in yapmış olduğu mescit’te şunlar yazılıdır: “Allah’ın mescitlerini, ancak Allaha ve Ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve Allah’tan başkasından kokmayanlar doldurur.”
Leblebi Kıran Burcu Mardin kapısı ile yeni kapı arasında yer almaktadır. Mervaniler Dönemine ait olan burç 1034 yılında Mervanoğlu Ahmet tarafından yaptırılmıştır.
Mardin Kapısı’nın doğusunda, yontulmuş kaya kütlesinin üzerinde yer alır. Surlardaki burçların en eski ve en büyüğüdür. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen burcun üzerinde, 1223 yılında Mervanoğlu tarafından onarıldığını belirten bir yazıt yer almaktadır.
MERVANİ MESCİDİ - DİYARBAKIR
Diyarbakır'da kurulan Mervani Kürt hanedanlığının hükümdarı Ebû Nasır Muhammed bin Cehir tarafından kitabesine göre hicri 447 (1056) yılında yaptırılan mescid, Diyarbakır Kalesi’nde yapılan tek mescit olarak bilinmektedir. Mervani Mescidinde yer alan yazıtlarda:
Besmele: “447 yılının Zilhicce ayında Ebû Nasr Muhammed b. Muhammed b. Cehîr (Allah makamını daim kılsın) tarafından yaptırılmıştır.”
Besmele: “Burasının Yüce Allah’a ve o’nun Peygamberi Muhammed (S.A.V)’e yaklaşmak için değerli ve muzaffer emîr, efendimiz, İslâm’ın izzeti, dinin saadeti, devletin yardım ve desteği, milletin temeli, ümmetin asaleti, emîrlerin şerefi Ebû Nasr Ahmed bin Mervân (Allah onun izzetini daim kılsın, saltanatını sürdürsün ve düşmanlarını zelil kılsın) tarafından yapımı buyrulmuş ve masrafları gönüllü olarak kendisi tarafından karşılanmıştır.”
“Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar doldurur.” gibi ibareler yer almaktadır.
Mervaniler 10. ve 11. yüzyıllarda Diyarbakır’da hüküm sürmüş, Diyarbakır Surlarındaki tek mescidin yapılmasına vesile olmuş bir medeniyettir. 1930 yılında ibadete kapatılan Mescid, yıllar sonra burçtaki restorasyon ve iç donanımın tamamlanmasıyla asli kimliğine kavuştu. 2014 yılı 11 Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerifte ibadete açılan Mescid, Mervaniler Döneminde askerlerin ibadetlerini burada gerçekleştirmeleri adına yaptırılmış olup üzerindeki kitabelerde “Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar doldurur.” diye yazmaktadır.
KHODAAFARIN KÖPRÜSÜ - DOĞU AZERBAYCAN
Şeddadi Kürt devletinin hükümdarı Fadl ibn Muhammad tarafından Aras nehri üzerine 1027 yıllarında inşa ettirilmiştir. Bu köprü Aras nehrinin Kuzey ve Güney kollarını birleştirmektedir. Ünlü İslam tarihçisi Ali İbnü'l-Esîr (ibn al-Athir {1160–1233}) eserinde Kürt hükümdarına "Kürt Fadhlun" diye hitap etmektedir.
DİCLE KÖPRÜSÜ (ON GÖZLÜ KÖPRÜ) - DİYARBAKIR
Dicle nehri üstünde tarihi bir köprü vardır. Halkın değişiyle “On Gözlü”, kaynaklara göre de “Dicle Köprüsü”. Dicle Köprüsü, Diyarbakır’ın güneyinde eski Silvan yolu üzerinde yer almaktadır. Kesme bazalt taştan on gözlü olarak inşa edilmiştir. Köprünün üzerindeki kitabede Hicri 457 (M.S. 1065) tarihinde Mervani Kürt Devleti Hükümdarı Nizamüddevle Nasr’ın zamanında inşa edildiği ve mimarisinin Yusuf oğlu Ubeyd olduğu yazılıdır.
EBU'L MANUÇEHR CAMİİ - KARS
Şeddadi Kürt devletinin emiri Ebu Süca Manucehr tarafından Kars'a bağlı Arpaçay ilçesindeki Ani antik şehir içinde 1060 yıllarında yaptırılmıştır. Türk devleti tarafından Anadoluda (aslen Ermeniyada) kurulan ilk Türk camisi diye lanse ettirilmektedir halbuki Kürt emiri yaptırmıştır. 2016 yılında 'UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmıştır.
MALABADİ KÖPRÜSÜ - DİYARBAKIR
Malabadi Köprüsü Diyarbakır-Batman yolu üzerinde bulunur. Malabadi Köprüsü, 883 yılında Kürt hanedanlığı Mervaniler tarafından inşasına başlanan köprü 1147 yılında Artuklu Beyi Timurtaş tarafından tamamlanmıştır. Kaynaklar Malabadi Köprüsünün yapım, onarım ve adları ile ilgili farklı bilgiler vermektedir. Artuklu devletinin hizmetinde olan ve Artuklular adına ticaretle uğraşan Silvan'lı ünlü tarihçi İbnü'l Ezrak, "Tarihi Meyyafarikin ve Amid" adlı kitabında Malabadi ve Anbarçay köprülerinin Mervaniler zamanında inşa edildiğini yazar. Malabadi Köprüsü'nün üzerinde Meyyafarıkin ve Mardin Artukluları hükümdarı Timurtaş'a ait 542 (m.1147-48) tarihli bir kitabe vardır. Kitabe köprünün güney tarafındadır. Hüsameddin Timurtaş zamanında onarım veya yapımına başlanılan Malabadi köprüsü Necmeddin Alpı tarafından tamamlanmıştır.
Malabadi Köprüsü Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı gezi kitabında da anlatılmıştır. Evliya Çelebi köprüyü şu şekilde tanıtmaktadır: “Köprünün iki tarafında kale kapı-ları gibi demir kapıları vardır. Bu kapıların içinde, sağ ve solda köprünün temeli beraberliğinde, kemerin altında hanlar vardır ki gelip geçen, sağdan ve soldan geldikleri vakit misafir olurlar. Köprünün kemeri altında birçok odalar vardır. Demir pencereler şahneşinlerine misafirler oturup, kemerin karşı tarafındaki adamlarla kimi sohbet eder, kimi ağ ve oltalarla balık avlarlar. Bu köprünün sağ ve solunda da nice pencereli odalar vardır. Köprünün sağ ve solundaki bütün korkuluklar Nehcivan çeliğindendir. Köprü, Mostar Köprüsü'nün ikizi olarak görülmektedir.
KÜRT KALESİ (KRAC DES CHEVALİERS) - HUMUS/SURİYE
Kürt kalesi, Suriyede Humus şehrinin Talkalah ilçesinde bulunmaktadır. Kürtçe adı “Kela Kurdan” olan kalenin Arapça adı; “Hısnu'l Ekrad”, Fransızca; “Krac des Chevaliers”, İngilizce; “Castle of the Kurds” idi. Kale stratejik öneme sahip Orontes vadisindeki Humus boşluğunu kontrol ediyor. Üç hektarlık alanı kapsayan kalenin 13 kulesi, birçok salonu, ambarı, pasajı, ahırı ve köprüsü bulunmaktadır.
Arap Banu aşireti tarafından 1023 yılında kurulmuş Mirdasi devleti bugünün batı Suriyesine hükmetmiştir.
Mirdasiler tarafından Humus şehrine yerleştirilen Kürt aşiretlerinin bu bölgeye kale yapımı için getirildikleri tahmin edilmektedir. 1032 yılında Mirdasi Halep emiri tarafından Kürt kalesine askeri amaçlı Kürt garnizonlar yerleştirilmiştir. Bölgeye yerleşen Kürt aşiret ve garnizonları sonucunda “Kürtlerin Kalesi” anlamına gelen “Hısnu'l Ekrad” adını almıştır.
Kale haçlı seferleri döneminde birçok kez el değiştirmiş ve haçlılar tarafından hem yenilenip hemde onarılmıştır. Mirdasilerden sonra sırasıyla Trablus Kontluğu'na, Hospitalier Şövalyelerine ve Memluk sultanlığının eline geçmiştir.
Dönemin ünlü tarihçilerinden İbn Khallikan'ın (1211-1282) anlattığına göre Kürt Ali isimli emir tarafından Humus'a çok yakın olan Hama şehrinin yönetildiğini öğrenmekteyiz. Gezgin İbni Batuta (1304-1368) Seyahatnamesinde şöyle demektedir: "Atrablus'tan Hısnu'l Ekrad [Kürt Kalesi] şehrine vardım. Burası şirin, küçük bir belde."
İZZETTİN ŞİR CAMİİSİ - GEVAŞ/VAN
Hakkari ve Van hakimi Mir İzzeddin Şir tarafından 1380 yıllarında yaptırılmıştır. İzzeddin Şir’in Muhammed ve Sultan Ahmed adında iki oğlu ile Urmiye bölgesinde hüküm süren Bahaeddin ve Vestan’da hüküm süren Melik Esed isimli kardeşi vardı.
İzzeddin Şir Cami, Van'ın Gevaş ilçesine bağlıdır. Kare planlı olup, kuzey duvarına bitişik olarak yapılmış olan bir medresedir. Caminin batı cephesinin kuzey kısmında bir taç kapı bulunmaktadır.
MAHMOUD AL-KURDİ MESCİDİ - KAHİRE/MISIR
Ünlü Kürt-İslam Komutanı Selahaddin Eyyubi döneminden sonra Mısırda kurulan Memlük devletinde bir çok Kürt emiri üst düzeyde görev almıştır. Bu emirlerden birisi de Mahmoud al-Kurdi'ydi. Mahmoud al-Kurdi tarafından 1395 yıllarında inşa ettirilen bu camii Mısır'ın başkenti Kaire'de bulunmaktadır.
1395, Mısır, Kaire,
EL RIZK CAMİİSİ - HASANKEYF/BATMAN
El Rızk Camiisi Hasankeyf’in en önemli simgelerinden biridir. Camiinin üzerindeki kitabeye göre 1409 yılında Kürt Eyyubi Sultanı el-Adil Fahreddin Süleyman döneminde inşa edildiği yazmaktadır. Harim, caminin güneyinde dışarıya çıkıntı yapan arka arkaya iki odadan müteşekkil olup bunlardan arkadakinin üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbeli bu kısmın her iki yanında yine üzerleri kubbe ile örtülü iki oda medrese olmalıdır. Kuzeyde ise, üç taraftan revaklarla çevrili ve ortasında şadırvan bulunan uzunlamasına dikdörtgen bir avlu mevcuttur. Avlunun kuzeydoğu köşesinde kare kaide üzerine silindirik formlu minare yer alır. Gövdesi silmelerle üç bölüme ayrılmış olan minare, süs kemerleri ve arabesk panolarla tezyin edilmiştir.
KURŞUNLU (FATİH) CAMİİ - DİYARBAKIR
Bıyıklı Mehmed Paşa Camii ve Hamamı Diyarbakır'ın ilk valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından 1516-1520 yılları arasında yaptırılmıştır. Diyarbakırlı bir Kürt olan Bıyıklı Mehmed Paşa 4 Kasım 1515 tarihinde Diyarbakır Beylerbeyiliğine atanan ilk Osmanlı valisidir. Caminin hamamı maalesef bugüne erişmez. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu hamama halkın "Kürtler Hamamı" dediğini belirtiyor. Medresesinden sadece kuzey kanat durmaktadır. Güneyine sonradan Şafiiler (Kürtler Safiidir) bir mescit eklediler. Paşa'nın İç Kale'ye bir Hükümet Binası eklendiğini Çelebi belirtiyor. Cami Diyarbakır'ın kuzeydoğu yönündedir.
ŞEREFİYE KÜLLİYESİ & CAMİİSİ - BİTLİS
Bitlis’in merkezinde çarşı içerisinde, Hosor ve Kışla derelerinin birleştiği yerde bulunan Şerefiye Külliyesi Kürt beyi IV. Şeref Han tarafından 1529 yılında yaptırılmıştır. Şerefhanlar 16. yüzyılda Bitlis şehrine hakim olan önemli bir aristokrat ailedir. Şerefhanlar tarafından Bitlisde inşa ettirilmiş birçok Camii ve Hamamlar mevcuttur. Şeref Han, 1500 yıllarında doğmuş Bitlis Kürt Hükümdarı, tarihçi, yönetici, yazar ve araştırmacısıdır.
Şerefiye Külliyesi ve Camii : Medrese, camii, imaret ve türbe kısımlarından meydana gelmiş bir külliyedir. Kitabesine göre 1529 yılında Kürt beyi IV. Şerefhan tarafından yaptırılmıştır. Mimari zenginliği ve özellikle giriş kapısındaki süslemelerle dikkati çekmektedir. İbadet saatleri dışında sürekli ziyarete açıktır.
Han Hamamı: Bitlis merkezinde Şerefhanlar’a ait olan Han Hamamı bu güne kadar varlıklarını koruyabilmişlerdir. Ayrıca kale üzerindeki Han Sarayı Hamamı ile Zeydan mahallesindeki Saray Hamamının ancak kalıntılarına rastlanabilmektedir.
HASAN BEY MEDRESESİ & TÜRBESİ - VAN
Hasan Bey Medresesi, Van Hakkari karayolunun Hoşap beldesi girişinin kuzeyindeki mezarlık içinde bulunmaktadır. Mahmudi Kürt Beylerinden Mirhasan Bey yaptırmıştır. Giriş kapısındaki kitabede 1563 yılında inşa ettirildiği yazmaktadır.
HOŞAP KALESİ - VAN
Van şehrinin güneydoğusundaki Gürpınar ilçesi'nin Güzelsu beldesinde bulunmaktadır. Hosap (Xoşap) Kalesi 1643’de Kürt beyi Sarı İbrahim tarafından inşa ettirilmiştir. Hoşap Kürtçe bir kelimedir ve “hoş su” veya “güzelsu” demektir.
Van, Gürpınar, Güzelsu, Hoşap Kalesi
HOŞAP KÖPRÜSÜ - VAN
Hoşap'ın merkezine Van-Hakkari karayolunun kuzeyinde, aynı adı taşıyan akarsu üzerinde bulunmaktadır. 1671 yılında Hoşap Emiri Evliya Bey tarafından yapıldığı bilinmektedir. Kuzey ve güney doğrultusunda kurulan köprü 32 m uzunluğunda 6.30 m genişliğinde ve 5 m yüksekliğindedir.
İSHAKPAŞA SARAYI - AĞRI
Osmanlı Kürt Beyi İshak Paşa tarafından yaptırılmıştır. Ünlü Kürt edebiyatçısı Ahmedi Hani (Ehmedê Xanî), İshakpaşa Sarayı'nın temeli atılırken dua okumuştur. Sarayın yapımına 1685'de başlanmış ve 1784'te bitirilmiştir. Ağrı ilinin Doğubeyazıt ilçesinde bulunmaktadır.
116 odalı sarayda türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları ve koğuşlar bulunur.
İshak Paşa Sarayı’nın özet olarak mimarı özellikleri:
A-BİRİNCİ AVLU
1-Taç Kapı, Nöbetçi Odası, Çeşme
2-Muhafız Koğuşları ve Zindan
3-At, Koşum ve Araba yerleri
B-İKİNCİ AVLU
1-Taç Kapı
2-Hizmetli Odaları
3-Selamlık, Mahkeme Salonu, Merasim Salonu
4-Koridor
5-Camii ve Son Cemaat Yeri
6-Çolak Abdi Paşa Türbesi
C-HAREM
1-Taç Kapı
2-Salon
3-Diğer Harem Odaları
4-Batı Avlu Kapısı
5-Hamam
6-Mutfak
7-Tuvalet
Ağrı, Doğubeyazıt, İshakpaşa Sarayı
İBRAHİM BEY CAMİİSİ - BATMAN
Kozluk ilçe merkezinde bulunan bu caminin giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre, 1705 yılında Garzan Aşireti’nden Murtaza Bey’in oğlu İbrahim Bey tarafından caminin yaptırıldığı ifade edilmektedir. Caminin minaresi beş kenar ve bir kaide üzerine inşa edilmiş olup, mimari yapısında üstün bir sanat değeri ve ince bir zarafet vardır. Ayrıca minare çift yollu olarak inşa edilmiştir. Bu yollardan bir tanesi 100, diğeri de 99 basamaklıdır. Minaresi geometrik motifler ve yazı kuşakları ile bezelidir.
Ayrıca Kozluk ilçesinde Hızır Bey ve İbrahim Bey Camileri tarihsel önem taşımaktadır. Hızır Bey Camisi en büyük ilçe camisidir. 1512'de Sason E. Bekir Roski'nin oğlu Hızır Bey yaptırmıştır.
ABDAL HAN'IN SARAYI, KÜTÜPHANESİ, & MEDRESELERİ - BİTLİS
1611 yılında İstanbulda doğan Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde aktardığına göre Kürdistana yaptığı geziler sırasında Bitlis Kürt beyinin sarayını ziyaret edip onunla tanışma fırsatı bulmuştur. Bu bey o dönemde bölgenin en güçlü yöneticisi durumunda olan Bitlis Beyi Abdal Han’dır. Evliya, Abdal Han’ın derin bilgisine hayran kalmıştır. Bu çok kültürlü Bitlis beyinden ve onun çok zengin kütüphanesinden bölgenin tarihi ve kültürü üzerine detaylı bilgiler edinme fırsatını da bulmuştur. Evliya, Abdal Han’ı Seyahatname’sinde çok yönlü ve fevkalade yetişmiş, mükemmel bir insan olarak tanımlamıştır. O dönemde Bitlis Beyi Abdal Han’ın medreselerinde görev yapan bilim adamlarına ve sanatçılara değer verdiğini yazan Evliya Çelebi ayrıca bu kişiliklerin Bitlis’te kalmaları için Abdal Han’ın onları yücelttiğini onlara çeşitli değerli hediyeler verdiğini vurgulamıştır.
Evliye Çelebi Abdal Han’ın sarayının banyolarının ufak detaylarını dahi kaydetmiş. Sarayın banyolarının çok büyük olduğunu, bütün pencerelerin bronz ve demir kafeslerle kaplandığını ve bahçeye doğru baktıklarını yazmış. Pencere kafeslerinin işlemeli olduğunu ve bunların Pers Hanları tarafından Tebriz’den gönderildiğini kaydetmiş. İşlemeli kabartmaların siyah kehribarla donatıldığını da yazmış.
BERSENKİ (İDRİSİY) MEDRESESİ - BİTLİS
Bersenki (İdrisiye) Medresesi Zeydan Mahallesinin Kat Semtinde yer almıştır. Kitabesine göre 1664-65 yıllarında Abdal Han tarafından yaptırılmıştır.
İDRİSİ BİTLİSİ SIBYAN MEKTEBİ - İSTANBUL
Sıbyan Mektebi İstanbul Haliç’in güneyinde Eyüp İdrisköşkü Caddesi’nde, Nakilbent Hasan Ağa Türbesi ile çeşmesinin yanında bulunmaktadır. Sıbyan mektebi İstanbulda 1626 tarihinde Kürt beyi İdris-i Bitlisi tarafından inşa ettirilmiştir.
Kemerli kapısı üzerinde kitabe bulunmamaktadır. Bazı görüşlere göre İdris-i Bitlisi tarafından yaptırılmıştır. Diğer iddia ise sıbyan mektebinin Attan düşen Ali Ağa tarafından yaptırıldığıdır.
Kemerli bir kapıdan bir avluya girilmektedir. Avludan merdivenle sıbyan mektebine çıkılmaktadır. Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılan yapı yüksek tavanlıdır. Yapıda ki kesme taş işçiği oldukça kaliteli bir çalışmadır. Dış cephelerde iki sıra pencere bulunmaktadır. Alttaki üç pencere dikdörtgendir. Pencerelerin dışa çıkan söveleri belirgindir. Üst sıradaki pencereler ise sivri kemerlidir. Sıbyan mektebinin üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür. Çatı örtüsü ise kurşundur. Yapının önünde çok üst seviyede bir avlu düzenlemesi bulunmaktadır. Yapı bugün mescit olarak kullanılmaktadır..
Büyük Seyyah Evliya Çelebi, büyük eseri olan seyahatnamede Bitlis’teki eğitimle ilgili olarak şunları yazmaktadır. “Başta Şerefiye, Hüsrevpaşa, Hacıbegiye Medreseleri olmak üzere birçok medrese camii bulunmaktadır.
İSLAHİYE MEDRESESİ - BİTLİS
Bitlis’in en sağlam yapılarından biri olan İslahiye Medresesi, Selçuklu eserlerinden biridir. 1216 yılından bu yana sağlamlığını koruyan medrese, 1589 yılında Bitlis Kürt Han'ı V. Şerefhan tarafından onartılmıştır. Çağın değerli bilim ve sanat adamlarını bünyesinde yetiştiren bu şaheser üç ana bölümden oluşmaktadır. Medrese, klasik dikdörtgen şekilli, kubbesiz ve düz damlıdır. Son dönemlerde arkeoloji müzesi olarak kullanılmak üzere restore edilmiştir. Bahçesindeki ziyaretgah olarak kullanılan Şerefhanoğullarına ait Veli Şemsettin, I. Ziyaeddin Han, II.Şerefhan ve Üç Bacılar Türbeleri ile birlikte bir bütünlük arz etmektedir.
ŞEREFHAN TÜRBESİ - BİTLİS
II. Şerefhan Türbesi İhlasiye Medresesi çevresine kümelenmiş yapılardan en güneyde olanıdır. Kitabesi olmayan 15. yüzyılın 2. yarısında yapıldığı tahmin edilen yapı, kübik bir oturmalık üzerinde yükselen sekizgen prizma şeklinde bir gövde ve pramidal külahtan ibaret bir kümbettir. Kürt beyi II. Şerefhan’a ait olduğu kabul edilir.
BİTLİS BEYLERİ ŞEREFHANLARIN KABRİSTANI - BİTLİS
1220 - 1650 yılları arasında Bitlis'te hüküm sürmüş olan Şerefhanlar sülalesinin mezarları.
ÜÇ BACILAR TÜRBESİ - BİTLİS
İhlasiye Medresesi çevresine toplanmış yapılardandır. Kitabesi olmayan yapının II. Şerefhan’ın kızlarına ait olduğu söylenir. Kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen bir plan üzerine ve Bitlis’in tipik taşından yontma bloklarla inşa edilen türbe, ender rastlanan bir tiptedir. Kemerlerinin güzel kavislerinden başka bir mimari tezyinata sahip değildir.
CİZRE ULU CAMİİ - ŞIRNAK
639 yılında kiliseden camiye çevrilmiştir. Abbasi döneminde onarıma alınmıştır. 1160 yılında Kürt Cizre Emiri Baz Şah'ın oğlu Emir Ali Sencer tarafından büyük onarıma alınmış olup, minaresi 1156 yılında dört köşe şeklinde yapılmıştır. Cizre Ulu Cami, ortası delik büyük değirmen taşlarına benzer taşların üst üste konulup sütun yapılması ile üzerlerine kubbeler konulmak suretiyle yapılmıştır. Bu kubbeler demir köşebentlerle birbirlerine sütunlar bağlanarak sağlamlaştırılmıştır. Her kapının üzerinde Kur'an-ı Kerim ayet ve sureleri bulunur. Büyük demir kapısı şu anda Topkapı Sarayı Müzesi’nde 1983 ten beri muhafaza altına alınmıştır. Üzerinde gümüş motifler, bakır şekiller, kufi yazılar bulunmaktadır. Cizre Ulu Cami kapı tokmakları dünyaca meşhur bir oymacılık sanatının en mühim şaheseridir. Fizikçi ve sanat adamı İsmail Ebul-iz El Cezeri bu tokmakları yapmıştır.
Ortaçağ’ın ünlü seyyahı İbni Batutta, Cizre’den “güzel bir çarşısı ve mahirane bir şekilde taştan yapılmış eski bir camisi vardır” diye söz ediyor.
ŞAZEH MEDRESESİ - ŞIRNAK
Şırnak ili Cizre ilçesi Çağlayan Köyü’nde bulunan bu medrese Cizre Kürt Beylerinden Mecduddin İbn Emir Abdal tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi günümüze gelemeyen medresenin yapım tarihinin XIII. yüzyıl olduğu sanılmaktadır.
Medrese kesme taş ve moloz taştan yapılan avlulu medrese plan tipindedir. Avlu çevresinde medrese odaları ile giriş ekseninin karşısında dershane bulunmaktadır.
BELEK BURCU SURLARI - ŞIRNAK
Bir suru siyah renk, bir suru beyaz taştan yapılma özelliği ile diğer surlardan ayrılan Belek Burcu 1596 yılında Cizre Azizan Beyi Şeref bin Muhammed Bid Han Abdal tarafından büyük dedesi Emir Belek bin Behram adına inşa edilmiştir.
Bu burç bir sıra siyah, bir sıra da beyaz taştan dikdörtgen şekilde yapılmıştır. Bunlardan kale içerisinde bulunan kapıyı M.Ö. 241-246 yıllarında Sasani egemenliği sırasında I. Erdeşir Babekan yaptırmıştır. Büyük ölçüde yekpare siyah taştan olan bu kapının kubbesi içerisinde de iki aslan figürü ile bir kitabe bulunmaktadır. Mem’u Zin Zindanının Mem’u Zin destanında ismi geçmektedir. Zindanın üzeri kubbe ile örtülü olup, bu kubbenin ortasında 3-4 m. genişliğinde geniş bir kuyu vardır. Bunun yanı sıra kalenin batısında Develer Hanı olarak isimlendirilen deve kervanlarının barındığı bir de han bulunuyordu.
Cizre kalesinin kesme taştan üç katlı olduğu, içerisinde 360 odasının olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Kale içerisinde hamam, hücreler, zindan türü yapılar da bulunuyordu. Kalenin Belek Burcu ile Seyfiye Medresesi arasında Sarasin denilen büyük bir alan vardı. Burası bahçe haline getirilmiş olup 1700’lü yıllarda çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu bir yerdi.
Kale içerisinde bulunan iki katlı, on odalı, kalın taş duvarlı bir yapı bulunmakta idi. Cizre Emiri Tacdin burasını 1480’li yıllarda ev olarak kullanmıştır.
MİR ABDAL (ABDALİYE MEDRESESİ) CAMİİSİ - ŞIRNAK
Cizre’nin güneyinde Dağ kapı Mahallesinde, mezarlık içerisinde yer almaktadır. Mir Abdal camii olarak isimlendirilen medrese 1437 yılında Cizre Azizan Beyi Emir Abdullah İbn Abdullah İbn Seyfettin Bohti tarafından yaptırılmıştır. Şair ve yazar Şeyh Ahmed Hani tarafından manzum olarak kaleme alınmış olan aşk hikayesinin kahramanları Mem u Zin ile bu aşkın engelleyicisi olan Bekir'in türbeleri caminin güney bölümü bodrum katındadır. Mem u Zin arasında yaşanan aşk, Cizre Azizan Beyliği döneminde 1450/1451 tarihlerine rastlar.
MEM U ZİN TÜRBESİ - ŞIRNAK
Türbe üzerinde kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak türbe 1437 yılında Emir Abdal İbn Abdullah Seyfettin Bohti tarafından yaptırılan Abdaliye Medresesi’nin (Mir Abdal) içinde olması ve içindeki mezar taşlarının birinin üzerine 854/1450 tarihinin olması türbenin muhtemelen 1437-1450 yılları arasında yaptırıldığını göstermektedir.
KIRMIZI MEDRESE - ŞIRNAK
Şırnak'ın Cizre ilçesinin batı yakasında bulunan bu medrese Cizre Azizan Kürt Beyi II. Şerefhan Bey tarafından yaptırılmıştır. Medresenin kitabesi günümüze gelememiş olup, yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, mimari üslubu ve II. Han Şeref Bey’in yaşadığı dönem dikkate alınınca, medresenin XIV. yüzyılın başında yaptırıldığı sanılmaktadır. Bazı kaynaklarda bu medresenin 1508 yılında yapıldığı yazılmışsa da bunu kanıtlayan bir kitabe günümüze gelememiştir.
Cizre Akkoyunlular tarafından 1475 yılında ele geçirilmiştir. Bu arada Cizre emirleri de sürgün edilmiştir. Emir Bedreddin’in oğlu II.Şeref Han Boti Aşireti ve çevredeki diğer aşiretlerin yardımı ile 1508 yılında Cizre’yi almadan önce bir duada bulunmuştur:
“Yarabbi ben tekrar Cizre’yi alabilirsem sana bir cami inşa ettireceğim” demiştir.
Bundan sonra Cizre’yi ele geçirmiş ve bu yüzden de içerisinde camisi bulunan Kızıl Medrese’yi yaptırmıştır. Medrese Cizre Dağkapı Mahallesi ile Şah Mahallesi’nin birleştiği noktada sur üzerindedir.
MECDİYYE CAMİİ - ŞIRNAK
Mecdiyye Camii (Ş.Seyda Camii) Cizre Beylerinden Emir Mecduddin tarafından yaptırılmıştır. Son 43 yılda eklenen güzel şadırvan ile başka okuma bölümleri de bulunmaktadır. Cizre Kale Mahallesinde sur üzerinde bulunur.
SÜLEYMANİYE CAMİİ (Medresetül Süleymaniyye) - ŞIRNAK
Cizre Kürt emiri Muhammet İbn Emir Şah Alibey, İbn Emir Bedreddin tarafından yaptırılmıştır. İlk ataları olan Emir Süleyman Beye izafeten Medreset ül Süleymaniyye denilmiştir. 1573-1583 yılları arasında beylik yapan bu zat bu medreseyi inşa ettirmiştir.
1307(1891) Rumi yılında Ş. Abdulhakim Derşevi tarafından tamir ettirilmiştir. 1972 yılında büyük bir onarıma alınmıştır. Şu anda Muhammet Nuri Camii olarak adlandırılır. 1307 Rumi (1891 Miladi) yılında Ş.Abdulhakim Derşevi tamir ettirerek cami haline getirmiştir. Daha sonra torunu Muhammed Nuri tekrar onu büyük onarıma almıştır. 1972 yılı yazında Ş.Ahmet Munis onarıma almıştır. Cami kısmı siyah bazalt taştan yaptırılmıştır.
MEYDAN CAMİİ - ŞIRNAK
Cizre Kale Mahallesinde dörtyol mevkiinde Cizre Kürt Beyleri tarafından yaptırılmıştır. Cadde açılması ile caddenin tamamı camiden alınmıştır. Büyük bir cami kısmı olup, minaresi bulunur. Kuzey kısmı Cizre beylerine ait mezarlarla kaplıdır.
SAİD BEY KALESİ - ŞIRNAK
1800 yıllarında ünlü Botan Emiri Bedirhan Bey zamanında yapılmıştır. Bedirhan Bey'in amcaoğlu Said Bey'in yaptırdığı sanılıyor. Said Bey Kalesi beyaz kalker taştan yapılmış bir sura sahiptir. Kapısı 2 metredir. İçinde bir köşk ve su sarnıcı bulunmaktadır. Silopi’nin Gireçulya köyünde bulunmaktadır.
Silopi İlçesi Aktepe köyü civarında Said Bey Kalesi etrafına çekilmiş surdur.Bir çok taşları çevre düşmanları tarafından tahrip edilmiş ve yuvarlanmıştır.
SAİD BEY KALE SURLARI - ŞIRNAK
Silopi İlçesi Aktepe köyü civarında Said Bey Kalesi etrafına çekilmiş surdur.Bir çok taşları çevre düşmanları tarafından tahrip edilmiş ve yuvarlanmıştır.
ZEYNEL BEY MEDRESESİ - HAKKARİ
Medrese,Hakkâri merkezde bahçeler içinde bir dere kenarında yer almaktadır. Bu gün büyük ölçüde yıkılmış olan medrese, Hakkâri Kürt Beylerinden Zeynel Bey tarafından inşa edilmiştir. Zeynel Bey 1560-1578 yılları arasında Hakkâri Beyliğinde kalmıştır. İranlılarla yapılan bir savaş sırasında 1585 yılında marendde şehit düsen Zeynel Bey’in naşı 1587 de Çölemerike nakil edilerek kendi yaptığı medresenin avlusuna gömülmüştür.
MEYDAN MEDRESESİ - HAKKARİ
Hakkâri merkezde bulunmaktadır. 1984 yılında onarımı yapıldı. Medresenin giriş kapısındaki kitabenin üzerinden,H.1112./M.1700-1701 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kitabede kim tarafından yapıldığı belirtilmemesiyle beraber, Hakkâri beyi İzzetin oğlu İbrahim Bey tarafından yapılmış olduğu sanılıyor. Medrese, 23.40mx18.25m dış ölçülere sahip, kareye yakın dikdörtgendir. Avlulu, iki katlı ve iki kanatlı medreseler grubuna girmektedir. Yapıya, güney cephesinin güneyinden girilmektedir.
SONUÇ
Kürtlerin yüzlerce ve binlerce yıl evvel EVLER, SARAYLAR, SURLAR, CAMİLER, MEDRESELER, TÜRBELER, KÖPRÜLER, KALELER, KÜTÜPHANELER ve SAVAŞ MAKİNALARI YAPMIŞ OLDUĞU BİNLERCE YILLIK KAYNAKLARDA MEVCUT OLMASI VE HALA BU ESERLERİN AYAKTA DURMALARI KÜRT MİMARİSİNİN VARLIĞINI ISPATLAMAKTADIR.
Kürtlerin eseri yok muş muş. Bu yukardakiler Kürt eserlerinin çok az bir bölümüdür. Osmanlı ya da başka medeniyetlere ait olduğu iddia edilen birçok tarihi eserinde aslında Kürtler tarafından yapıldığı aşikardır.
Kürt medeniyeti Kürdistan topraklarında saklıdır. Günü gelince ortaya çıkartılacak daha çooook eser var.